30 Ocak 2019 Çarşamba

SAYGIDEĞER BUHARİ BUGÜN YAŞAMIŞ OLSA İDİ AŞAĞIDAKİ SORULARI ONA SORARDIM! YA SİZ NE YAPARDINIZ?


 1.Allah resulü; Allahtan gelen vahyin yazımı ve ezberlenmesi için vahiy katipleri görevlendirmiştir! Kuran’ı hiçbir sahabenin vicdanına havale etmeden 23 yılın sonunda basıma hazır halde Hz Aliye teslim etmiştir. Bu süreçte hiç hadis kâtibi görevlendirmediği gibi, hadis yazımını da yasaklamıştır. Eğer dinde Hadis gerekli idi ise, Allah resulü yanlış bir iş mi yapmıştır?..!
2.Diyorlar ki, Allah resulünün hadislerin yazımının yasaklamasının sebebi Kuran ile karışmaması içindi! Bunu doğru kabul etsek bile, Kuran'ın Hz. Ebu Bekir döneminde kitap haline getirilmiştir. Resulün duyduğu endişe ortadan kalktıktan sonra   dört halife de  hadisin Kuran'ın önüne geçip dini rayından çıkartacağı endişesi ile  yazımını yasak etmeye devam etmiştir. Toplananları da yok ettirmiştir. Onların titizlikle riayet ettiği peygamber örnekliğini siz nasıl yorumladınız da onlardan farklı davrandınız!..?
3.Tanımadığınız bir coğrafyada  zor bir işi gerçekleştirmek üzere yola çıkıp, 50.000 km yolu deve sırtında kat ederek hadis rivayet edenlere yolculuk ettiniz! Bulduğunuz her kişinin güvenilir olup olmadığını tanımak durumundasınız! Diyelim ki birinci kişiyi  güvenilir buldunuz! Güvenilir bulduğunuz kişinin, hadis aldığı bir önceki kişiyi ve daha önceki beş, altı, yedi nesli  hiç görmediniz. Çünkü onlar ölmüş durumda. Onların güvenilirliğini nasıl test ettiniz!
4.Hadis nakleden birinin, atına yiyecek verecekmiş gibi yapıp atı çağırdığını ve sonunda ata yiyecek vermeyip aldattığını gördüğünüz kişi için, “atını aldatan kişi insanları da aldatır” diye ondan hadis almadığınız belirtilir. Atı aldatan adamın eylemine  şans eseri bir anda  şahit oldunuz ve ona itibar etmediniz.  Ulaşabildiğiniz  her insanın birilerini kandırıp kandırmadığını ne kadar zamanda nasıl tespit ettiniz?.!
5.Size güvenilir ravi silsilesi ile yazılı olarak  ulaşan rivayetlerden bahsediyorsunuz! Bunların içinde Kuran'a aykırı, bir biri ile çelişen, insan hasiyet ve onurunu kırıcı bir hayli sözler  olduğu eskiden beri söyleniyor! Bu aykırı sözleri; birileri uydurup da   güvenilir olarak tanınan ravilerin isimleri söz konusu belgelerin altına ilave edip şeytana hizmet etmiş olamazlar mı?  Hadis uydurmanın ayyuka çıktığı bir dönemde, elden ele dolaşan  belgelerin altında doğru ravilerin isimlerinin var olması o belgelere güven duyulmasında yeterli olabilir mi?..! 
6. Cami-us sahih diğer adı ile sahih-i Buhari kitabınızın orijinalinin bugüne kadar bulunamadığı bilinmektedir.  Ancak, sizden beş yüz yıl sonra yaşamış olan Ali el- Yünûni öğrenciniz olan FREVRİ’nin nüshasını alarak el yazmasıyla çoğaltıldığı kaynaklarda geçmektedir.  Acaba diyorum, söz konusu kitapta geçen iftira ve yalanları sizden sonra birilerince Eserinize ilave etmiş olabilir mi?.  
7.Müslümanların ehli sünnetten kabul ettiği İmamı Azam Ebu Hanife den neden hiç hadis rivayet etmediniz!.? Etmediğiniz gibi ona “Güvenilmez Adam.” (Tarihul Kebir c. 8 s.81),“Sapık Mürcie Mezhebinin Mensubu.” (Tarihul Evsat c.2 s.93),  “Küfründen dönmesi için iki defa tövbeye çağrılan adam.” (Kitabuz Zuafa s.132),  Tarihu’l sağiri’nde ise, Nuaym bin Hammad yoluyla naklettiği bir rivayette Fezari’nin şöyle dediğini nakleder. -Süfyanı Sevri’nin yanında idim. Ebu Hanife’nin ölüm haberi geldi. Süfyan, “Elhamdülillah! O İslam’ı ilmek ilmek çözmek isteyen birisiydi. İslam’da ondan daha uğursuz doğmamıştır.”  Gibi sözleri söylemiş ve onunla ilgili olumsuz iftiralara itibar etmişsiniz! Bu ilim adamlığına, Müslümanlığa, ehli sünnet olmaya yakışıyor mu?..! Hanifi mezhebinde olanlar sizin rivayet ettiğiniz hadislere nasıl güvenecek?..
8.Sahihinizi 600 bin rivayetten seçerek kitaplaştırdığınızı söylüyorsunuz. Bunların her birinin sahih olup olmadığının seçimini  abdest alıp, iki rekat namaz kılıp sonra, uykuya yattığınızı peygamberi rüyada görerek onun onayını aldıklarınızdan oluşturduğunuzu söylüyorsunuz! O kadar yol, bu kadar rivayet, her biri için harcanan vakit bütün bunları 16 yılda nasıl yaptınız!..?
9. Ehli sünnet inancına göre rüya ile amel edilmez ilkesi vardır. Daha önce hiç görmediğiniz bir kişiyi rüyanızda görüp onu peygamber zannedeceksiniz, rüyadaki meşveret sonrası rüya ile amel edeceksiniz, hem de herkesi  bu rüya ile amel etmeye mecbur edeceksiniz!  Bu nasıl ehli sünnetliktir!::?
10. Seçerek sahihinize aldığınız rivayetlerden başka, bir o kadar daha sahih olmasına rağmen,  kitabınız daha fazla genişlemesin diye almadığınız ifade edilmektedir. Bu hadis inkarı değil mi!.? Hadisler dinde hüküm belirleyici ise, kitabınıza almadığınız hadislerdeki hükümler ne olacak?.! Din, eksiltmeniz  yüzünden  yara almadı mı?..!
11. Sahabenin nerdeyse tamamının yaşadığı ilk dönemde Hz Ebu Bekir ve Ömer’in  toplattığı hadis sayısı beş yüz iken, normal şartlarda bu sayı sahabe öldükçe azalması gerekirken  ikinci ve üçüncü yüz yıla gelindiğinde hadis sayısının bir buçuk milyon civarında çıktığı hesap ediliyor!  Söz konusu halifeler bunlardaki çelişkiyi görünce yaktırmış da, siz ne cesaretle yüz binlercesinin içinden sahihlerinizi oluşturdunuz!.?  Hem de onların toplattıklarından kat, kat fazlasını?..!
12. Halifelerin  ve annemiz Aişenin güvenilmez dediği kişiden binlerce rivayeti  sahihinize aldığınız bilinmektedir! Acaba halifeler ve annemiz güvenilir bir ravi değil mi idi ki, sözlerine itibar etmediniz?..!  Sizce halifeler ve annemiz haşa iftira edip, yalan söylemiş olabilirler mi?..! 
13.Şöhretinizin  duyulması üzerine Bağdat’ın ileri gelen alimleri sizi  bir takım oyunlar eşliğinde imtihana tabii tutmuşlar.! Bunlar;  yüz tane talebeye sizin sahihlerinizden  her birine rivayet zinciri karıştırılmış vaziyette  onar hadis verip karşınızda okutmuşlar!  Size bunların sahih olup olmadığını sormuşlar! Sizde  bunların sahih olmadığını söyleyince, karşınızdaki alimler size gülmüşler! Bunun üzerine siz talebelerin okudukları hadislerin ravilerinin bir biri ile karıştırıldığını söyleyerek,  her birini  doğru ravileri ile  bir bir ezbere sayarak  onlara hadis konusunda ne kadar yeterli olduğunuzu ispatlamış bir şekilde  ders verdiğiniz anlatmaktadır! Böyle bir sahne olmuşsa, bu aralıksız kaç saatte gerçekleşti? Siz ve sizi dinleyenler bu kadar zamana nasıl dayandı. Bu arada hiç ibadet yemek içmek olmadı mı? Bunu kısa bir işleme tabi tutsak;  On talebenin her birisinin okuduğu yüzer hadisin toplamı bin eder!  Her bir hadisin talebeler tarafından yanlış ravi isimleri ile birlikte okunması otuz saniye olsa toplam harcanan zaman otuz bin saniye, oda beş yüz dakika toplamı  ise  sekiz saati geçmektedir. Bundan sonra,  Sizin doğru ravileri ile bin hadisi okumanız da bir o kadar süre  eder!  Yani Toplam  imtihan için harcanan zaman on yedi saat eder! Şimdi düşünelim! Oradakiler, on yedi saat hiç durmadan, yemeden içmeden, ibadetlerini yapmadan, zaruri ihtiyaçlarını gidermeden, dikkatini hiç dağıtmadan on yedi saat böyle bir imtihanı sonuçlandırabilir mi! Buna bir insan beyni dayanabilir altından kalkabilir mi!..? 
14.Sizin bir başka anlatımınız da, aynı şartlar altında on yedi bin hadisi senet zinciri ile birlikte toplum karşısında ezbere okuduğunuz hikâyeleri de var.  Onun süresi zamana vurulduğu takdirde 6 gün ediyor! Altı gün hiç durmadan bu işin nasıl yapıldığına, onu dinleyenlerin bu sürece nasıl dayanıp takip ettiğini sormak bile istemiyorum! Ancak, ezberinize aldığınız 17000 hadisin hepsi sahih değilse, onları neden ezberleme ihtiyacı duydunuz?
15. Orta zeka seviyede on kişilik bir insan topluluğu çağıralım. Normal uzunlukta bir rivayeti birinci kişiye söyleyelim. Onlarda yanındakilerine söylesin. Sizde on birinci kişi olun! Başta söylediğiniz rivayetin iki dakika içinde hem lafız hem de mana olarak size kadar hiç değişmeden ulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu bir gerçek iken, siz, en erken iki yüz yıl hiç görmediğiniz insanların dilinde dolaşmış olduğu var sayılan sözlerin doğruluğuna nasıl inandınız! Bunları din diye ortaya koymak risk değil mi.?
16. Çok saygıdeğer büyüğüm, Bu sorularım ve konuya ilişkin tereddütlerim sakın ola ki size bir saygısızlık bir edepsizlik olarak yorumlanmasın. Bu benim ne haddimdir ne harcım! Kaldı ki siz Allah rızası için en zor şartlarda bir sürü emek sarf etmişsiniz.  Meselenin bizi ilgilendiren tarafı sonuçta Müslüman olmamız. Günümüz alimleri ve düşünürleri eskisi gibi değil. Taklitçilik yavaş yavaş hükmünü kaybetmekte, tahkik etme başlamış durumdadır. Sizde bu gün yaşamış olsa idiniz, sanırım aynı şeyi yapardınız. Size ait olduğu bilinen kitaplarda dahi tevil ile düzeltilemeyecek türde çelişkiler ve yalanlar insanları ister istemez  düşündürüp bir takım  sorular sormasına  neden oluyor! Hatta bu tür çelişkiler insanların dinden soğumasına gruplara bölünmesine, bir birini tekfir etmesine neden oluyor!  Bu günkü şartlarda hadis konusu sorgusuz din kabul edilecek gibi değil! Aklımda bu konuya yönelik daha yüzlerce soru var! Bugüne kadar dinden bahsedenler Kuran’ı okudular ama ne söylediğini hep sakladılar! Hükümlerin çoğunu hadislerden oluşturdular! Kuran’ı anlamaya kalksanız ya mealist, ya reformist , yada oryantalist diyorlar! Kitabı işaret edenlere,   Kuran’ açık değil siz anlamazsınız! Diyorlar!  Oysa Kuran kendisi için açık ve açıklayıcı onda gerekli olan şey teferruatı ile anlatılmıştır, deniyor. Haşa Allah’ta unutkanlık mı oldu ki, eksiklikleri resul sözleri ile tamamlamış olsun? Kuran eksikti de hadisler mi onu tamamladı?..


17.Aslında ben bu sorularımı,  bir insanın hayatta gerçekleştirmesinin asla mümkün olmayacağı şeyleri, bir insana yükleyerek, yalanlarını meşrulaştırmaya çalışan sahtekarlara soruyorum! Rahmetli gerçekten ben şu kadar hadisi ezbere biliyorum, iddialıyım  bu konuda benden öte kim se yok mu dedi!..?  Soruların birçoğunun Buhari yok olursa dinde yok olur sloganını atan  Buhari nin adını kullanarak bir takım zan ifadelerle dinde artırım ve eksiltme yaparak, Kuran yolundan saptıranlara şarlatanlara  soruyorum! Din adına duyduğu her sözü, hiç sorgulamadan din kabul edip, onunla başkalarını yargılayanlara soruyorum! Sözün özü, kişileri aşırı yüceltenlere, İsmi meşhur olan alimlerin hiç yanılmayacağını zannedip, onları Rab konumuna getirenleri düşünmeye davet ediyor uyarmaya çalışıyorum. İnsanlar yanılırlar, bir görüş bildirirler! Bunlar doğruda olabilir yanlışta! Teviller din değil onların yorumudur! Onlar üzerinden kimseyi dövmeye hasiyeti ile oynamaya kalkmayın demeye çalışıyorum... Yoksa rahmetli olmuş biri ile benim ne derdim olabilir? En fazla  Buhari'nin ellerinden öper Allahtan günahlarının affını dilerim. Yanlış anlamaya sebep olmuşsa af ola…
 
 
 
 

























 





 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder