Yüce Rab,
insanı yarattı. İnsanın mutlu ve güzel bir hayat sürmesi içinde onlara
peygamberler vasıtası ile yol haritası gösterdi.
Yani Vahiy gönderdi. Gönderdiği vahiyde,
tayin ettiği elçiye, resullere sakın ha
sizler benim sözlerimden zerre sapmayın. İkinci bir paralel yol icat etmeyin dedi. Maide
67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun
verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan
korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez. Dedi.
Gönderdiği resuller, Allah ın emir maksat ve amacına
yönelik sürdürdükleri faaliyetlerinde zaman zaman küçük sapmalara yani
kalplerinde bir kayma hissedildiği an, hemen onları uyarıldı. Onlara hakkı hatırlattı.
Sonra, yüce
Rab resuller vasıtası ile bütün insanlığa, “Allaha ve resullerine uyun, itaat
edin “ dedi. Bu çağrıyı insanlar iki
şekilde anladılar.
Birincisi, Allah ın kitabında belirttiği sözlerine,
emir ve nehiylerine uyulması, bununla
birlikte resullerin de emir ve nehiylerine de uyulması. Şeklinde anladılar. Yani
Resullerin de, Allah ın emri dışında
yeni emir ve nehiylerinin olduğu, bunlarda Allah ın emri gibi uyulması zorunlu olan hükümler çerçevesinde
değerlendirilmesi gerektiği şeklinde
yorumlandı ve akide haline getirildi.
İkinci görüşte; Yüce Rab’bın kendisi yani zatı ile doğrudan hiçbir insan topluluğuna
seslenmedi. Baştan beri bütün emirlerini insana hemcinslerinden seçtiği birisi vasıtası ile
iletti. Yani kendisine insanlardan elçi
seçti. Seçtiği resullerine de, kendi emir ve yasaklarına uymasını, yoldan
sapmamasını tembih etti. Gönderilen resuller Allah ın emirlerini harfiyen
yerine getirdiler. İnsanlar da bu emirlerin Resuller tarafından icat edildiğini
sanmamaları için de, insana
hatırlatmada bulundu. Kuran bütünlüğü
içinde bu konuda söylenen söz kısaca ; “RESULLERİN, SİZLERE TEBLİĞ ETTİKLERİNİ
SAKIN ONLARIN SÖZLERİ VE FİKİRLERİ SANMAYIN. ONLARIN BÜTÜNÜ BENİMDİR. DİN İLE
İLGLİ KENDİME HİÇ BİR ORTAKCI SECMEDİM, KABUL DA ETMEM!” Dediği
anlaşılmaktadır.
Seçtiği elçilerin öne çıkan vasıfları; Birisi nebi
diğeri resul … Elçi, Allahtan aldığını emirleri hiç eksiksiz geciktirmeden insanlığa ulaştırırken,
resul bu emirleri en güzel bicimde insanlığa örneklik teşkil ederek hem kendi yaşadı hem de tebliğ etti.
Pekiyi yüce rab kitabında hüküm yalnız Allah ın
derken, resullerine bu konuda hiç acık alan bırakmadı mı?, Pekiyi sünnet
dediğimiz şey nedir? Kuran dışında Allah resulünün koyduğu yasaklar ve
kolaylıklar ne anlam içeriyor?
Bu
anlayışın neleri ifade ettiğini bir
başka yazıılarda ele alacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder