Mezhepler,
Allah’ın gönderdiklerini yeterli görmedikleri için dinin her alanında tevhidin
emrettiği tek’liği/bir’liği, çokluğa çevirmişlerdir. Mezheplerde;
✔Allah’ın
hüküm koymadaki bir’liği/tek’liği, “resul dinde hüküm koyucudur, din
büyüklerinin sözü hüccettir (delildir)” inancı ile çoklu hüküm koyucuya
çevrilir,
✔Hak
dinin tek olan ilâhi kaynağı (Kuran), “dinin kaynağı dört’tür” inancı ile çoklu
kaynağa çevrilir,
✔Hak
dinin tek örneği (Hz. Muhammed), “alimler peygamberin varisleridir” inancı ile
çoklu örneğe çevrilir,
✔Hak
din mensuplarının tek olan “Müslüman” kimliği, “dört hak mezhep” inancı ile
çoklu kimliğe çevrilir.
Hüküm koyucu
tektir, dinin kaynağı Kuran tektir, resul tektir, Müslüman kimliği tektir. Kim
bunların her birini ikiye üçe dörde çıkarırsa teslis inancı ile tek tanrıyı üç
tanrıya çıkaran Hristiyan’dan farkı kalmaz. Tüm bu yapılanlar nedeniyle şirk
çok büyük bir zulümdür.
“Lokman’ın oğluna öğüdünü hatırla. O şöyle öğüt
veriyordu: "Yavrucuğum, Allah'a asla ortak koşma, çünkü şirk (ortak
koşmak), büyük bir zulümdür." (Lokman 13)
Bu nedenle
Allah’ın ve Hz. Muhammed’in müşrikler ile herhangi bir ilişkisi, bağı yoktur.
“…Allah ve Rasulü müşriklerle ilişkisini kesmiştir…”
(Tevbe 3)
Şirk günahının çok büyük bir zulüm olması sebebiyle
de Allah, müşriklere cenneti haram kılmıştır.
“…Zira kim Allah’a ortak koşarsa muhakkak ki Allah
ona cenneti haram etmiştir….” (Maide 72)
Şirk, tevhid inancını inkar etmektir. İnkar edenlere
bu cezanın sebebini de Kuran bize şöyle bildirmektedir;
“Sizin bu cezanızın sebebi, tek olan Allah’a
çağırıldığınızda inkar etmeniz, O’na şirk koşulduğunda inanmış olmanızdır.
Artık hüküm, yüce ve büyük olan Allah’ındır.” (Mümin 12)
Hak dinin her
alanında tevhidin emrettiği tek’liği/bir’liği bozan, Allah’ın gönderdiklerini
yeterli görmeyen ve tevhid esaslarına önem vermeyen mezhep ve tarikat
mensupları, gerçekte şirk yoluna girerek Rabbinden uzaklaşmaktadır.
“Ey insan, Lütfu bol Rabbinden seni uzaklaştıran
nedir?” (İnfitar 6)
Müslümanı,
Rabbinden uzaklaştıran ise gerçekte kendi nefsinin arzusudur.
“Nefsinin arzusunu (heva ve hevesini) Tanrı edineni
gördün mü?...” (Furkan 43)
“Ne var ki şirk koşanlar/zalimler, bir hakikat
bilgisine dayanmadan kendi arzu ve heveslerinin peşine giderler. Allah’ın
saptırdığını kim doğru yola ulaştırabilir? Onların hiçbir yardımcıları da
olmayacaktır.” (Rum 29)
Şirk günahının temelinde insanın kendi nefsinin
arzusu yatmaktadır. Mezheplere ve tarikatlara
uyanlar da nefislerinin arzusuna uymaktadırlar.
Hristiyanların ilahları üçe çıkaran teslis
inancı nasıl ki şirk ise tek hüküm koyucuyu üçe çıkaran, tek
kitabı/kaynağı dört kaynak yapan
mezheplerin batıl inançları da şirktir. Allah üçtür demekle resul ve alimler de hüküm haram koyar demek
arasında bir fark yoktur. Allah üçtür demekle "Kuran yetmez dinin kaynağı
dörttür" demek arasında bir fark yoktur.
İnsanın kendisini şirkten arındırabilmesi, tevhidi
tam anlamı ile yaşayabilmesi için nefsinin arzusunu yok etmesi, tüm benliği ile
Allah’a yönelmesi, Allah’ın hükümlerine teslim olması gerekmektedir.
“Hanif (Allah'ı birleyici) olarak yüzünü dine çevir;
sakın müşriklerden (ortak koşanlardan) olma, diye emrolundum.” (Yunus 105)
“Nefsini arındıran, kurtuluşa ermiştir. Nefsini
karanlığa gömen ise kayıptadır.”
(Şems 9,10)
Hüseyin
Algur. Hüseyiin Algur kardeşim,
şirki açık ve net ifade etmişsiniz, Allah razı olsun. Ben bir ilave yapacam: Evet,şirk
bir zulümdür(31/13) ama neden zulüm olduğunu dahada somutlaştırmak
istiyorum.Sizin yukarıda dediğiniz gibi, mezhep imamları, ehli beyt,4 hak
mezhep itikadı, hüküm koyucu peygamber ve onun soyundan geldi dedikleri mehdiler,
evliyaların Allah adına hüküm koymaları uydurulmuş bu günkü dini oluşturmuştur.
Allah adına hüküm koyan bu şirk elebaşlarının onayıyla, din adına(şirk
dini)desteğiyle tüm islam alemini, tüm insanlığı, asırlar boyu zulümden kırıp geçiren,
babadan oğula saltanatlar, feodal istemler, tüm kapitalist düzenleri oluşturmuşlardır.
Eşitlik ve adaletin asla olamayacağı bu düzenlerin kaynağı şirktir, şirk ise
böyle bir zulümdür. Lokman süresi 13.ayet "...şirk zulümdür “derken işaret
ettiği nokta burasıdır...Burada bazı halkımızın bazı özdeyişlerini(ata sözleri)
yazmak istiyorum..."Zengin dağdan dağa aşırır, fakir düz yolda
şaşırır-zenginin orospusu ile fakirin ölüsü duyulmaz"...Şirk zulümdür,
sömürüdür. İLAHİ DİNLERİN TAHRİF SÜRECİ ve İSLAM'IN
ALGIDA TAHRİFİ :
DİNLERİN TAHRİFİ GENELLİKLE YÜZYILLARI BULAN BELLİ
BİR SÜREÇ İÇERİSİNDE BU KONUDA BİR ÇOK GELİŞMENİN BİR ARAYA GELMESİYLE
GERÇEKLEŞEN BİR HADİSE OLARAK KENDİNİ GÖSTERMİŞTİR. BUNUNLA BİRLİKTE ŞUNU DA
MÜŞAHADE ETMEKTEYİZ Kİ İLAHİ DİNLER, HER DEFASINDA BENZER ŞEKİLLERDE ve BENZER
YOLLARLA, TOPLUMLARDA KENDİNİ GÖSTEREN BİR DİZİ SAPMA NETİCESİNDE YİNE DİN ve
ALLAH ADINA BİLİNÇSİZCE TAHRİF EDİLMİŞTİR.
BU TESPİTLER
IŞIĞINDA İLAHİ DİNLERİN TAHRİF EDİLİŞ SÜRECİNİ MADDELER HALİNDE ŞÖYLE
ÖZETLEYEBİLİRİZ:
1- İLAHİ DİNİ
YERLEŞİK DURUMA GETİREN PEYGAMBER ve DİĞER MUVAHHİD ÖNCÜLERİN ARALARINDAN AYRILMASI
SONRASINDA TOPLUMLARDAKİ GEÇMİŞ ALIŞKANLIK ve İNANIŞLARIN YENİDEN GÜN YÜZÜNE
ÇIKMASI, BU ALIŞKANLIK ve İNANIŞLARIN GİDEREK DİN ANLAYIŞLARINA SİRAYET ETMESİ,
2- DİNİN YAYILMASI İLE BİRLİKTE, YAYILDIĞI
BÖLGELERDE YERLEŞİK DURUMDA BULUNAN YABANCI KÜLTÜRLERE AİT BİRTAKIM İNANIŞLARIN
ZAMANLA DİNİN ESASLARI ARASINA DAHİL EDİLMESİ,
3- BAŞTA
PEYGAMBERLER OLMAK ÜZERE İLERİ GELEN BİR KISIM İNSANLARIN AŞIRI MUHABBET ve
ÖVGÜLERLE YÜCELTİLİP GERÇEK KONUMLARININ ÜZERİNE ÇIKARILMASI ve BİRTAKIM
İNSANÜSTÜ VASIFLARA SAHİP OLDUKLARI VARSAYILAN BU DEĞERLERİN GİDEREK DİNİN
MERKEZİNE YERLEŞTİRİLİP DİNDE SORGULANAMAZ HALE GETİRİLMELERİ,
4- BUNU
TAKİBEN PEYGAMBER ve DİĞER ÖNDE GELEN KİŞİLERE ATFEN MUTLAK DİNİ KAYNAKLAR
OLUŞTURULMASI ve BU KAYNAKLARIN ZAMANLA ALLAH’IN KİTABI’NI GÖLGEDE BIRAKACAK
DERECEDE ÖNEMSENMESİ,
5- BU SÜREÇTE
ORTAYA ÇIKAN DİN ADAMLARI SINIFININ DİN KONUSUNDA TEK YETKİLİ MERCİ HALİNE
GETİRİLMESİ, DİNİ ANLAMA ve YORUMLAMA YETKİSİNİN BU İNSANLARIN TEKELİNE
BIRAKILMASI,
6- DİNİ
YORUMLAMA ve DİN HAKKINDA KONUŞMA HUSUSUNDA RAKİPSİZ KALAN DİN ADAMLARININ DİN
ADINA ORTAYA KOYDUKLARI DÜŞÜNCE ve YORUMLARIN MUTLAKLAŞTIRILMASI ve ZAMANLA
DİNİN ESASLARI OLARAK ALGILANMAYA BAŞLANMASI,
7- DİN
ADAMLARI TARAFINDAN KALEME ALINAN KİTAPLAR İLE PEYGAMBER ve DİĞER ÖNDE GELEN
KİŞİLER ATFEN OLUŞTURULAN KAYNAKLARIN TEMEL BAŞVURU KAYNAĞI HALİNE GETİRİLMESİ
ve BUNUN SONUCUNDA İLAHİ KİTABLARIN
GERİPLANA İTİLEREK DİN ANLAYIŞLARI ÜZERİNDEKİ BELİRLEYİCİ KONUMUNDA
UZAKLAŞTIRILMASI,
8- BÖYLECE ZAMAN İÇERİSİNDE ATALARIN ve GEÇMİŞ
ULEMANIN İDEALİZE EDİLMESİ İLE BİRLİKTE TAKLİTÇİLİĞİN YERLEŞİK DURUMA GEÇMESİ,
BU ŞEKİLDE ANA HATLARIYLA ÖZETLEMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ
SÜRÇTE ALLAH’IN DİNİ , YİNE DİN ve ALLAH ADINA BİLİNÇSİZCE TAHRİF EDİLEREK ASLİ
YAPISINDAN UZAKLAŞTIRILMAKTA BUNUN SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN TAHRİF EDİLMİŞ DİN
ANLAYIŞLARI ZAMANLA ALLAH’IN DİNİNİN YERİNİ ALARAK TOPLUMLARA HAKİM OLMAKTADIR.
MAALESEF ŞUAN
İÇERİSİN DE BULUNDUĞUMUZ DURUM TAMDA YUKARDA ÖZETLEMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ GİBİDİR;
''
HAHAMLARINI, RAHİPLERİNİ, BİR DE MERYEM OĞLU MESİHİ, ALLAHLA BERABER RABLERİ
OLARAK GÖRDÜLER; OYSA, TEK İLAHTAN BAŞKASINA KULLUK ETMEKLE EMROLUNMUŞ
DEĞİLLERDİ; ( O, ALLAH ‘Kİ) ONDAN BAŞKA İLAH YOKTUR, (O TEK İLAHI Kİ,) SINIRSIZ
KUDRET VE İZZETİYLE, (BÖYLELERİNİN) ONUN İLAHLIĞINDA BİR PAY YAKIŞTIRDIKLARI
HER ŞEYDEN BÜTÜNÜYLE UZAKTIR, YÜCEDİR!''
9/TEVBE
SURESİ:31
'' KİM
RAHMAN'IN ZİKRİ'Nİ GÖRMEZLİKTEN GELİP ONDAN UZAKLAŞIRSA BİZ ONA BİR ŞEYTANI
MUSALLAT EDERİZ DE O ONA CAN YOLDAŞI OLUR. BU ŞEYTANLAR ONLARI YOLDAN
SAPTIRIRLAR. ONLARSA KENDİLERİNİN HÂLÂ HİDAYET ÜZERE OLDUKLARINI SANIRLAR.''
43/ZUHRUF
SURESİ:36-37
DİN'DE
SAPMALAR VE KUR'AN'A DÖNÜŞ
KİTABINDAN ALINTI ve YORUM
Ünal TAKUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder