Toplumda yerleşik din inancında
peygamberin gaybı bildiği görüşü hakimdir.
Oysa Kuran’da gaybın anahtarının yalnız Allah katında olduğu
belirtilmekle birlikte, Ayetlerden anlaşıldığı kadarıyla resullere
gayb bilgisi olarak kendilerine verilen kitaplar kadar olduğu
şeklindedir. Eğer Allah resulü Kuran dışında bir gayb bilgisi olsaydı aşağıda
ifade edilen hususlarda gerekli tedbirleri almaz mıydı?
1.Çıkar bir yol bulmak için Taife giden
Allah resulünün başına gelenler; öldüresiye dövülüp başının ayaklarının
kanlar içinde kalmasını önceden
bilememesi , neyin ifadesidir!..?
2.Hicret öncesi Allah resulü kendisine
suikast yapılacağı bilgisini halasından öğrenmiştir. ( İbn Sad’ın rivayetinde
belirtiği üzere “Hz. Peygamber’in büyük halası Rukayka bt. Sayfi b. Haşim,
muhtemelen dedikoducu komşularından duyup,
Kureyş’in toplandığını ve bu gece kendisine suikast yapacaklarını Hz.
Peygambere bildirdiğini söylemektedir).
Asrımızın büyük tarihçilerinden Muhammed Hamidullah da buna itibar
etmektedir.
3. Allah resulü Bedir'e
geldiğinde, oradan daha önce geçmiş olan develerin nereden
geldiğini anlamak için hayvanın
dışkılarına baktığı kaynaklarda geçmektedir.. Develerin dışkılarındaki hurma
çekirdekleri; kervanın mı, yoksa
Kureyş'ten gelenlerin mi diye..
Gaybı bilse idi, buna gerek duyar mıydı?
4.Kureyşliler Uhud savaşı sırasında, Hz. Peygamber’i
öldürmek için özel ölüm timi hazırlamışlardı. Bu ölüm timinden Hz. Peygamber’i
kurtarabilmek için birçok Müslüman canını vermişti. Bu zor ve sıkışık Uhud
ortamında Hz. Peygamber yaralanmış, kanı dökülmüş ve bir mağaraya zor
sığınabilmişti. Gaybı bilen bir
peygamber kendi hayatını riske sokar mıydı? Onca Müslümanın öldürülmesini engellemez miydi!.?
5.İfk hadisesinde sevgili eşine atılan iftiranın iftira
olduğunu bilmedi, belki bir hata
etmiştir! diye sahip çıkamadı! .. Gaybı bilseydi iki ay kadar eşine sahip
çıkmaz mıydı? O sıkıntıları eşine yaşatır mıydı?
6.İslam’ı tebliğ etmek üzere Hz. Peygamber’den (s.a.v) bir heyet göndermesini isteyen Necid kabilesinin isteği üzere
görevlendirilen 70 kadar sahabeye kurulan tuzağı bilememesi!. Hatta onların
öldürülmesinin haberini aylar sonra öğrenmesi bize neyi anlatır?..! Gaybı bilen
peygamber onca emek verdiği sahabesini ölüme yollar mı idi!..?
6.Gaybı bilen bir resul "vallahi
yarın bana ne yapılacağını bile bilmiyorum" der mi!..? Arkasında yıllarca
namaz kılan münafıkların kim olduğunu bilmiyordu. [9/101]
7. Gayp konusunda yüce Allah; De ki:
«Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben
meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Görenle
görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?»(6/Enam-50)
De ki: «Ben, Allah'ın dilediğinden
başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer
ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir
fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve
müjdeleyiciyim.»(7/Araf-188)
«Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır
demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük
gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerinde olanı Allah daha
iyi bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum.»(11/Hud-31)
De ki: «Göklerde ve yerde gaybı
Allah'tan başka bilen yoktur.» Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.”
27/Neml-65)
(Resûlüm!) İşte bunlar sana
vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de
kavmin. O halde sabret. Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır.(11/Hud-49).
Gaybı bilmeyeceğine dair Kuran’da bunların dışında onlarca daha delil varken, Allah’a değil de yalan
haberlere mi iman edelim!..? Bu örnekleri onlarca hatta yüzlerce sayabiliriz.
Sadede dönersek; Peygamber gaybı bilmiyordu. Gayb namına bildiği sadece Vahiy
ile bildirilen Kur'an'dı. Bunlar dışında Allah resulünün gaybı bildiği
konusundaki tüm anlatımlar sonradan üretilmiştir. Allah resulünün gaybı
bilmemesi, yüce Rab’bın sünetullahına uygundur.
Allah’ın kanunları yazboz değildir. Her yerde, her şartta herkes için
geçerlidir. Kuran’a uymayan her rivayet
yalandır, uydurmadır. Hem Allah’a hem de resule İftiradır.
Peygamber tasavvurumuzu kurandan değil
rivayet kültüründen oluşturursak iman ettiğimiz peygamber gaybı da bilir miraca
da çıkıp Allah ile pazarlıkta yapar, uçar da kaçar da...
Ama Allahlın kitabında peygamberi
bizleri nasıl tanıttı ise peygamber tasavvurumuzu onun temelleri üzerine
oturtmalıyız. Bu konuya yönelik en
önemli ayetlerden biri de:
De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir
beşerim. (Şu var ki) bana, İlah'ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor.
Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette
hiçbir şeyi ortak koşmasın.( 18 kehf 110)
İşin aslı gelecekten haber verdiği iddiasında olan, FİTEN
ve MELAHİM hadislerinin hepsi baştan problemlidir. Güya Peygamberimiz ileride
çıkacak fitneleri (FİTEN) ve kanlı hadiseleri (MELAHİM), Müslümanların
birbirlerinin boynunu vuracağına dair ihbarat-ı gaybiyye (geleceği haber
vermesi) türünden tüm hadisler uydurmadır. Peygamber asla geleceği bilemez. Bu
hadisler şu amaçla uydurulmuştur. Pek çok cinayetler işleyen Müslümanlar işi
kadere havale etmek ve de bunu da zaten Peygamber haber vermişti demek! Bu
gelecekten haber verme (Fiten ve Melahim
Edebiyatı) Hristiyan ve Yahudilikteki apokaliptik kültürün bize uzanmış
halidir.
Bu tür uydurmaların bir başka amacı da peygamber sonrası onun misyonundan çıkar sağlamaya amaçlayanların kendilerine
yönelik çıkarımlarıdır. Furkan 25/30, Ayetinin muhatabı olmamaya bakalım! “O gün Elçimiz diyecek ki, “Ey Sahibim, benim
kavmim bu Kur’ân’ı kendilerinden uzak tuttular”.
Allah resulü insanlığa çok güzel örnek
oldu. En güzel örnekliği de neye tabi
olduğudur? Allah ın kitabına. Bunun bize yansıması da onun yolunda yürümektir Gerisi hikaye!....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder