30 Ocak 2019 Çarşamba

PEYGAMBERLER, ŞEYHLER, GAVSLAR GAYBI BİLEBİLİRLER Mİ?

Toplumda yerleşik din inancında peygamberin gaybı bildiği görüşü hakimdir.  Oysa Kuran’da gaybın anahtarının yalnız Allah katında olduğu belirtilmekle birlikte, Ayetlerden anlaşıldığı kadarıyla  resullere  gayb bilgisi olarak kendilerine verilen kitaplar kadar olduğu şeklindedir. Eğer Allah resulü Kuran dışında bir gayb bilgisi olsaydı aşağıda ifade edilen hususlarda gerekli tedbirleri almaz mıydı?  

1.Çıkar bir  yol bulmak için Taife  giden  Allah resulünün başına gelenler; öldüresiye dövülüp başının ayaklarının kanlar içinde kalmasını  önceden bilememesi , neyin ifadesidir!..?
2.Hicret öncesi Allah resulü kendisine suikast yapılacağı bilgisini halasından öğrenmiştir. ( İbn Sad’ın rivayetinde belirtiği üzere “Hz. Peygamber’in büyük halası Rukayka bt. Sayfi b. Haşim, muhtemelen dedikoducu komşularından duyup,  Kureyş’in toplandığını ve bu gece kendisine suikast yapacaklarını Hz. Peygambere bildirdiğini söylemektedir).  Asrımızın büyük tarihçilerinden Muhammed Hamidullah da buna itibar etmektedir.
 3. Allah resulü  Bedir'e  geldiğinde, oradan daha önce geçmiş olan develerin   nereden geldiğini anlamak için  hayvanın dışkılarına baktığı kaynaklarda geçmektedir.. Develerin dışkılarındaki hurma çekirdekleri; kervanın mı, yoksa  Kureyş'ten gelenlerin mi diye..  Gaybı bilse idi, buna gerek duyar mıydı?
4.Kureyşliler  Uhud savaşı sırasında, Hz. Peygamber’i öldürmek için özel ölüm timi hazırlamışlardı. Bu ölüm timinden Hz. Peygamber’i kurtarabilmek için birçok Müslüman canını vermişti. Bu zor ve sıkışık Uhud ortamında Hz. Peygamber yaralanmış, kanı dökülmüş ve bir mağaraya zor sığınabilmişti.  Gaybı bilen bir peygamber  kendi hayatını  riske sokar mıydı?  Onca Müslümanın öldürülmesini  engellemez miydi!.?
5.İfk hadisesinde  sevgili eşine atılan iftiranın iftira olduğunu  bilmedi, belki bir hata etmiştir! diye sahip çıkamadı! .. Gaybı bilseydi iki ay kadar eşine sahip çıkmaz mıydı? O sıkıntıları eşine yaşatır mıydı?
6.İslam’ı tebliğ etmek üzere  Hz. Peygamber’den (s.a.v)  bir heyet göndermesini  isteyen Necid kabilesinin isteği üzere görevlendirilen 70 kadar sahabeye kurulan tuzağı bilememesi!. Hatta onların öldürülmesinin haberini aylar sonra öğrenmesi bize neyi anlatır?..! Gaybı bilen peygamber onca emek verdiği sahabesini ölüme yollar mı idi!..?
6.Gaybı bilen bir resul "vallahi yarın bana ne yapılacağını bile bilmiyorum" der mi!..?  Arkasında yıllarca namaz kılan münafıkların kim olduğunu bilmiyordu. [9/101]
7. Gayp konusunda yüce Allah; De ki: «Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?»(6/Enam-50)
De ki: «Ben, Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.»(7/Araf-188)
«Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerinde olanı Allah daha iyi bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum.»(11/Hud-31)
De ki: «Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur.» Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.” 27/Neml-65)
(Resûlüm!) İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret. Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır.(11/Hud-49). Gaybı bilmeyeceğine dair Kuran’da bunların dışında onlarca daha  delil varken, Allah’a değil de yalan haberlere mi iman edelim!..? Bu örnekleri onlarca hatta yüzlerce sayabiliriz. Sadede dönersek; Peygamber gaybı bilmiyordu. Gayb namına bildiği sadece Vahiy ile bildirilen Kur'an'dı. Bunlar dışında Allah resulünün gaybı bildiği konusundaki tüm anlatımlar sonradan üretilmiştir. Allah resulünün gaybı bilmemesi, yüce Rab’bın sünetullahına uygundur.  Allah’ın kanunları yazboz değildir. Her yerde, her şartta herkes için geçerlidir.  Kuran’a uymayan her rivayet yalandır, uydurmadır. Hem Allah’a hem de resule İftiradır.
Peygamber tasavvurumuzu kurandan değil rivayet kültüründen oluşturursak iman ettiğimiz peygamber gaybı da bilir miraca da çıkıp Allah ile pazarlıkta yapar, uçar da kaçar da...
Ama Allahlın kitabında peygamberi bizleri nasıl tanıttı ise peygamber tasavvurumuzu onun temelleri üzerine oturtmalıyız. Bu konuya yönelik  en önemli ayetlerden biri de:
De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlah'ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.( 18 kehf 110)
İşin aslı  gelecekten haber verdiği iddiasında olan, FİTEN ve MELAHİM hadislerinin hepsi baştan problemlidir. Güya Peygamberimiz ileride çıkacak fitneleri (FİTEN) ve kanlı hadiseleri (MELAHİM), Müslümanların birbirlerinin boynunu vuracağına dair ihbarat-ı gaybiyye (geleceği haber vermesi) türünden tüm hadisler uydurmadır. Peygamber asla geleceği bilemez. Bu hadisler şu amaçla uydurulmuştur. Pek çok cinayetler işleyen Müslümanlar işi kadere havale etmek ve de bunu da zaten Peygamber haber vermişti demek! Bu gelecekten haber verme (Fiten ve Melahim  Edebiyatı) Hristiyan ve Yahudilikteki apokaliptik kültürün bize uzanmış halidir.
Bu tür uydurmaların  bir başka amacı da  peygamber sonrası onun misyonundan  çıkar sağlamaya amaçlayanların kendilerine yönelik çıkarımlarıdır. Furkan 25/30, Ayetinin muhatabı olmamaya bakalım!  “O gün Elçimiz diyecek ki, “Ey Sahibim, benim kavmim bu Kur’ân’ı kendilerinden uzak tuttular”.
Allah resulü insanlığa çok güzel örnek oldu. En güzel örnekliği de  neye tabi olduğudur? Allah ın kitabına. Bunun bize yansıması da onun yolunda yürümektir  Gerisi hikaye!....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder