Hadis
konusu; metnin içeriği incelendiğinde de görüleceği gibi, hakikaten çok
net-ameli bir alandır. Hadis içinde doğrular olduğu gibi uydurmalar, Allah'a ve
Resulüne de büyük iftiralar mevcuttur. Bu yalanları tenkit etmek, Hadisi inkar
etmek değildir. Elbette edenler de vardır!. Onlarında kendilerine göre
gerekçeleri vardır! Bu tür bir yaklaşım benim açımdan son derece sakıncalıdır.
Maksadım, Hadisleri gözden düşürmek yada onu Kuran seviyesine çıkarmak
değildir. Hak ettiği yerin tespitidir. Kısaca “Hadis Bizim Neyimiz oluyor" un
cevabını bulmaktır. Doğrularını baş tacı ederken, sahte ve yalanlarını din
kabul edip şirke düşmek akıl karı değildir.
Hadis
konusunda uzman bilim adamlarımızın, konuya ilişkin araştırmaları, görüşleri
blokun içeriğinde
mevcuttur.
Hadis; Allah Resul’ünden geldiği rivayet olunan iman,
ahlak, ibadet ve muamelat konularında
Kuran’ın gösterdiği çerçevede ki sözlere denildiği ifade edilmektedir. Böyle
ifade edilse bile, içeriğinin bire bir tarife hiç uygun olmadığını göreceğiz!
Hadis, Allah resulü döneminde bugünkü anlamıyla gündemde olmayan, zaman zaman bazı kişilerce dillendirilen
sözler idi. O günlerde Sahabe, karşılaştıkları
problemleri Allah resulüne sorar öğrenir
ve bir birlerine öğretirlerdi. Kuran;
Allah resulü ve sahabe döneminde, dinde tek belirleyici, açıklayıcı, iyiyi
kötüden ayırt edici, yol gösterici,
karanlıktan aydınlığa çıkarıcı,
sapkınlıktan hidayete ulaştırıcı dinin yegane kaynağı idi!..
Sözlü kültür hakim olduğu toplumda Kuran dışında her
hangi bir sözün yazımına da ihtiyaç duyulmazdı! Onlar, Kuran’daki mesajları
nebiden görerek öğrendiği uygulamaları bir başkasına ya da çocuklarına
öğretirlerdi! Böylece nebevi örnekliği
takip ederlerdi. Bununla birlikte Hz. Muhammed (sav) devrinde resmi yazışmalar
devlet arşivi olarak kayıt altına alındığı,
bunların içinde uzaklardaki Müslümanlara yönelik, içinde sünnet
barındıran hadislerin sınırlı da olsa kayıt altına alındığı ile ilgili
rivayetler de mevcuttur. Bunlarla birlikte hadis yazımının yasaklandığı ile
ilgili de bir hayli rivayet vardır. Buna rağmen, Abdûllah ibni Amr / Abdûllah ibni Abbas gibi
bireysel hadis kaydeden çok az kişilerde mevcuttur!. İbni Abbas’ o
dönemlerde Allah resulü yanında
sadece iki yıl kaldığı düşünüldüğünde,
kayıt ettiği rivayetlerin ekseriyetle başka sahabeler den alındığı ortaya çıkmaktadır. Bir de Yemen’e vali tayin
edilen Amr b. Hazm dinin emir ve yasakları, zekât, diyet ve ceza konularını
içeren rivayetler ile yine sahabeden Cabir b. Abdullah hacla ilgili idari ve
siyasi talimatlar konusundaki söz ve uygulamaların günümüze ulaştığı
bilinmektedir. Yazılan Hadis konusundaki ilk kaynak bilgileri bunlardır.
HADİSLERİN
YAZILMAMASI KONUSUNDA ALLAH
RESULÜNDEN GELDİĞİ RİVAYET EDİLEN SÖZLER;
Hadis yazımının yasaklanmasının
en önemli sebebi, geçmiş dönemlerdeki peygamberlere gönderilen
kitapların yerinin bir takım rivayet ve geleneklerin almasından, kitapların o
rivayetler kanalı ile anlamlandırılmasındandır!. Dinlerin bozulmasına sebep
teşkil etmesindendir! Allah resulü de
aynı kaygıyı duymuş, rivayetlerin
Kuran’ın önüne geçirilmesinden endişe duymuştur!. Hadis yazılımının yasaklanmasına dair bazı
rivayetler aşağıdadır.
Ebu Said El-Hudri (r.a.)'den rivayet edilmiştir: “Benden
Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa
imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned
3/12, 21, 33)
“Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin
istediler. Ancak onlara izin verilmedi.”(Darimi, es-Sünen) Ebu
Hureyreden:“Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve
yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler (sözler) dedik. Allah
dostu seyyid. Hz. Peygamber Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz?
Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için
yoldan çıktılar.” (El Hatib, Takyid, sayfa 33
“Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik,
bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa11)
Ebu Said El-Hudri(r.a.)'den öğrendiğimize göre, bu
sahabi Hadis yazmak için efendimiz (s.a.v.)'den izin istemiş, fakat o (s.a.v.)
bu izni vermekten çekinmiştir.(takyidul ilim,hatip el bağdadi,s:32)
HASAN
HÜSEYİN ODABAŞOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder