30 Ocak 2019 Çarşamba

ALLAH RESULÜ ÜMMETE YALNIZ KURAN I BIRAKMIŞTIR. İŞTE KONUYA İLİŞKİN HADİSLER


 

Talha İbnu Musaarıf: İbnu Ebi Evfa (ra)`ya "Resulullah vasiyette bulundu mu?" diye sordum. "Hayır" dedi. "Öyleyse, kendisi vasiyette bulunmadığı halde insanlara vasiyeti nasıl farz kılar veya emreder?" dedim. "Allah’ın Kitabını vasiyet etti!" dedi. [Kütüb-i sitte, hadis no:5799; Buhari, Vesaya 1, Meğazi 83, Fezailu’l-Kur’an 18;Müslim, Vasiyet 16 (1634);Tirmizi, Vesaya 4 (2120);Nesai 2,16,240)]
Haris el A’ver (ra): Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terk edip malayani konulara dalmış, konuşuyor. Hz. Ali (ra)`ye çıkıp durumdan haberdar ettim. Bana: "Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?" dedi, Ben: "Ben Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!" Ben hemen sordum: "Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah`ın Resulü?" Buyurdu ki: "Allah’ın Kitabıdır. Onda sizden önceki (milletlerin ahvaliyle ilgili) haber, sizden sonra gelecek fitneler ve kıyamet ahvali ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda cereyan edecek ahvalin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırt eden ölçüdür. Onda her şey ciddidir, gayesiz bir kelam yoktur. Kim akılsızlık edip ona inanmaz ve onun amel etmezse, Allah onu helak eder. Kim onun dışında hidayet ararsa Allah onu saptırır. O Allah`ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, o dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokça tekrarı usanç vermez, tadım eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: "Biz, hiç duyulmadık bir tilavet dinledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelamı olduğuna) inandık" (Cin, 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A`ver, bu güzel kelimeleri öğren." (Kütüb-i sitte, hadis no:412;Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 14, 2908)]
İbni Abbas (ra): Nebinin hastalığı şiddetlenince ‘Bana bir kağıt getirin de benden sonra yoldan çıkmayasınız diye size bir şeyler yazdırayım’ dedi. Hz. Ömer (ra) ‘Nebinin (sav) rahatsızlığı artmıştır, yanımızda Allah’ın Kitabı var, o bize yeter’ dedi. Oradakiler ihtilafa düştü ve gürültüler arttı. (Nebi)’Yanımdan kalkınız, yanımda tartışma uygun değildir’ dedi. [Buhari, Meğazi, 83; Müslim, Vasıyye, 22] Acaba Hz. Ömer Peygamberi anlayamadı mı? Yoksa o damı Hadis-Sünnet düşmanı!
İbnu Abbas (ra): Resulullah (sav) muhtazar (ölmeye yakın) iken evde bir kısım erkekler vardı. Bunlardan biri de Ömer İbnu`l-Hattab (ra) idi. Resulullah (sav): "Gelin, size bir şey (vasiyet) yazayım da bundan sonra dalalete düşmeyin!" buyurdular. Hz. Ömer: "Resulullah (sav)`a izdırap galebe çalmış olmalı. Yanımızda Kur`an var, Allah`ın kitabı sizlere yeterlidir" dedi. Oradakiler aralarında ihtilafa düştü. Kimisi: "Yaklaşın, Resulullah (sav) size vasiyet yazsın!" diyor, kimi de Hz. Ömer (ra)`in sözünü tekrar ediyordu. Gürültü ve ihtilaf artınca, (aleyhissalatu vesselam): "Yanımdan kalkın, yanımda münakaşa caiz değildir!" buyurdu. Bunun üzerine İbnu Abbas (ra):"En büyük musibet, Resulullah (sav)`la onun vasiyeti arasına girip engel olmaktır!" diyerek çıktı.[Kütüb-i sitte, hadis no:5406;Buhari, Meğazi, 83;Müslim, Vasıyye, 22]
Ebu Cuhafe(ra): Ali’ye (ra) ‘Yanında Allah’ın Kitabından başka vahiyden bir şey var mı?’ dedim. Dedi ki:‘’Hayır, tohumu yarıp çıkarana yemin olsun ki Allah’ın Kuran konusunda bir adama verdiği kavrayış ile şu sahifelerden başka bir şey bilmiyorum.’’ ‘’Bu sahifede bulunan nedir?’’ dedim. O da ‘’Diyet, esiri kurtarma ve bir Müslümanın bir kafir için öldürülemeyeceği’’ dedi.([Buhari, Cihad ve Siyer, 172;Itk 11, Meğazi 12]
Ali (ra): Biz Resulullah (sav)`dan Kur`an-ı Kerim ve bir de şu sahifede olandan başka bir şey yazmadık. (Bu sahifede bulunana gelince) Resulullah (sav) buyurmuştu ki: "Medine Ayr dağı ile Sevr dağı arasında kalan hudud içerisinde haramdır…’’ [Kütüb-i sitte, hadis no:4598; Buhari, Fezailu’l-Medine 1, Cizye 10,17, Feraiz 21, İ’tisam 5; Müslim, Hacc 467 (1370); Ebu Davud, Menasik 99 (2034,2035); Tirmizi, Vela ve’l-Hibe 3 (2128)].[Bu rivayetin metni Buhari ve Müslim’e uygundur]
Ma’dan İbnu Ebu Talha (ra): Hz. Ömer (ra) hançerlenince (yanına girdik ve) "Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden başka vasiyet talebinde bulunan olmadı. "Size Allah`ın Kitabı`nı vasiyet ediyorum, ona uyduğunuz müddetçe asla sapıtmazsınız…’’ dedi. [Kütüb-i sitte, hadis no:1742;Buhari, Ahkam 51;Müslim, İmaret 12 (1823);Tirmizi, Fiten 48 (2226);Ebu Davud, Harac 8 (2939)]
Ebu Hureyre (ra)bir gün çarşıya uğradı ve dedi ki: "Mescidde Resulullah (sav)`ın mirası taksim edilirken ben sizleri burada görüyorum." Herkes mescide gitti. "Taksim edilen bir şey göremedik, sadece bazıları Kur`an okuyordu" dediler. (O da) "İyi ya Resulullah (sav)`ın mirası zaten bu değil mi?" dedi. [Kütüb-i sitte, hadis no:65; Heysemi, Mecma`u`z-Zevaid`de, Taberani`nin el-Mu`ce`mu`l-Evsat`ından nakleder (1, 123, 124)
Veda hutbesinde bırakılan emanet: Kur’an [Buhari, Kitabu’l-Vesâyâ, 3 (2583); Müslim, 15/19 (1218); Ebu Davud, İlim 10 (1905); İbn Mace, Menasik 76 (3074)]
"Size sadece Kuran'ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız" [Müslim 15/19 (1218); Ebu Davud 11/56 (1905); İbn Mace 25/84 (3074)]
Haram-Helal Kurandan ibarettir:
Selman-i Farisi(ra) ve İbnu Abbas(ra): Resulullah (sav) buyurdular ki: "Helal, Allah Teala hazretlerinin kitabında helal kıldığı şeydir. Haram da Allah Teala hazretlerinin kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında sükut ettiği şey ise affedilmiştir. Onun hakkında sual külfetine girmeyiniz." [Kütüb-i sitte, hadis no:5164;Tirmizi, Libas 6,1726;İbni Mace, Et’ime 60, 3367]
İbnu Abbas (ra): Cahiliye halkı, bir çok şeyi (helal addedip) yiyor, birçoğunu da pis addederek yemiyordu. Allah Teala hazretleri Resulünü gönderdi, kitabını indirdi, helalini helal, haramını da haram kıldı. Helal kıldığı helaldir, haram kıldığı haramdır, sükut buyurduğu da aff(edilmiş)tir. İbnu Abbas, sonra şu ayet-i kerimeyi okudu: "(Ey Muhammed!) De ki: "Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti, -ki pistir- ve günah işlenerek Allah`tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan -başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere- bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder" (En`am 145).([Kütüb-i sitte, hadis no:3935:Ebu Davud, Et’ime 31, 3800]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder