Şefaat teorisini kurup, geliştirenler yeteri kadar
delil bulamamaktan kaynaklanan eksikliklerini ‘Peygambere şefaat yetkisi
/makam-ı mahmud’ verilsin diye ‘vesile duasını’ okumamızı önermektedirler. Yani
şefaat yok, ama çok dua edersek Allah bunu Peygamberine nasip edebilir
demektedirler.
“Kim ezanı işittiğinde ‘Ey bu eksiksiz davetin ve
kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım, Muhammed’e vesileyi ve fazileti ver. Onu
kendisine vaat ettiğin ‘Makam-ı Mahmud’a gönder’ diye dua ederse, kıyamet
gününde o kimseye şefaatim vacib olur.” [Buhari, Ezan, 8]
“Allah’tan benim için vesileyi isteyin. Zira vesile
cennette bir makamdır ki, Allah’ın kullarından yalnız bir tanesine layıktır.
Umarım ki o kişi ben olayım. İmdi, kim benim için vesileyi isterse ona şefaatim
vacib olur.” [Müslim, Salat, 11]
Bu
rivayetlere bakılırsa "Vesile
Duasını" okumayanlara şefaat edilmeyecek.
Daha
peygambere şefaat yetkisi /Makam-ı Mahmûd verilmemiş, Vesile Makamı verilmemiş,
verilmesini istiyorsanız çok salâvat getirmelisiniz, çok dua etmelisiniz (!)
Ama bir de verilirse o zaman da yaptınız bayramı, Peygamberin size şefaat
etmesi garanti, hatta vacip (!)
Ya tutarsa!
=) =)
Şefaat şu paradigma üzerine kurulmuş: Kainat
Muhammed aşkına yaratılmış. O Allah'ın habibi/sevgilisi. O, sevgilisinin
isteğini, nazını, duasını geri çevirmez!
Tıpkı şunun
gibi; Siz çok zengin bir müteahhit olsanız, bir de genç güzel sevgiliniz olsa!
Ona aşıksınız! Sevgilinizin isteklerini geri çevirir misiniz?
Al dükkan
senin verdim gitti. Yeter ki sen ağlama sevgilim!
----------------
Oysa
"makam-ı mahmud" övülmüş yer demektir. Peygamberin gideceği
Medine'dir. Yani daha dünyada verilmiştir.
Hristiyanlar
nasıl İsa (a.s)’ı Baba’nın sağına oturtmuşlarsa [Yuhanna,5/7], bizimkiler de
‘makam-ı mahmud’ diye bir makam icat etmiş ve Peygamberi Allah’ın Arş’ının sağ
tarafına yerleştirmişlerdir.
İşte peygambere bu yüzden milyarca salavat
getirilir.
Çek salavatı
kap huriyi! Her salavata ayrı bir huri haaa..
Allah henüz
Habib'ine şefaat yetkisi vermemiş ama ümmet ha bire ona Vesile'yi ver, onu
makam-ı mahmuda gönder diye dua ederse, O ümmetin bu umumi duasını, arzusunu geri çevirmez ve
Peygambere şefaat etme yetkisi veriverir.
Verdi mi de,
yaptık bayramı!
Her türlü haltı işlemiş olsak dahi.
Nasıl fena
mı?
Kur'an'ın 26 ayet ile kaldırdığı şefaati Ehl-i
sünnet ve'l-cemaat böyle uydurma hadislerle geri getirmiştir.
Şirkin alamet-i farikası olan şefaati.
Nitekim
Mekke'nin müşrikleri de "ahanda bu putlar (Allah'ın melekleri/ kızları,
sevgilileri) bizim şefaatçimizdir, diyorlardı.
Sadece putun adını değiştirmişler!
Lat, Menat,
Uzza yerine, Adı güzel, Kendi güzel olan, Muhammed (s);
Yani: şirki
kaldırmak için gönderilen Peygamberimiz konulmuştur.
Saadettin
Merdin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder